Warning: Undefined array key "options" in /home/ahmetbu1/public_html/wp-content/plugins/elementor-pro/modules/theme-builder/widgets/site-logo.php on line 123

Kimim?

Tahmin edebileceğiniz gibi, adım Ahmet Burak YILDIRIM. 26 Eylül 1995’te Kocaeli şehrinin, İzmit ilçesinin, Yenidoğan mahallesinde doğdum. Bir ablam, bir kız kardeşim, bir annem, bir babam, bir anneannem, bir babaannem, iki dedem, iki teyzem, bir dayım, bir halam, bir amcam, giderek kafa karıştıran sayıda kuzenim ve iyi bir hafızam var.

Altı yıl ailemin kafasını yeterince şişirdikten sonra “Biraz da öğretmenlerimin kafasını şişireyim.” deyip öğrenim hayatına atıldım. O aralar zorunlu olmamasına rağmen gidip bir ana okuluna yazıldım. Okulun adı İsmet İnönü İlköğretim Okulu’ydu. Daha sonra o okulu yıkıp, yerine başka bir tane yaptılar. Okuma hevesiyle yanıp tutuşan ben, ilköğretim için Ulugazi İlköğretim Okulu’na gitmeye başladım. Baktım ortam iyi, beş sene okudum. Sonra oranın da bir bölümünü yıktılar.

Gittiğim her okulun yıkılması üstüne babam “Bu okul yeni, bunu daha yıkmazlar.” deyip beni yeni açılan Türkan Dereli İlköğretim Okulu’na aldırdı. Orada da üç sene okudum. İkinci yılındayken devlet baba “SBS in, OKS out.” deyip, SBS denen bir sınav sistemini devreye aldı. İlk bizim senemize denk geldiği için ben sınava yedinci ve sekizinci sınıftayken girdim, normalde altı, yedi ve sekizde giriliyordu. İlk sınavdan aldığım notu “Sana biraz fazla verdik galiba.” diyerek düşürdüler. Ne tuhaftır ki sonuçta ikisinden de 262 aldım. 262 Kocaeli’nin alan kodu. O sıralar herkes komşunun oğlunun yüksek puanından bahsederken ben yan gelip yattım. Sonunda komşunun oğlu bir endüstri meslek lisesine gitti. Ben de normalde 351 puanla girilen Köseköy Anadolu Teknik Lisesi’ne. İki sene boyunca da orada okudum.

Orada bilgisayar bölümü okumama rağmen bilgisayar dersi çok azdı. Coğrafya dersindeki deltalardan ve tarih dersindeki atlardan sıkılan ben, daha çok bilgisayar dersi görmek için aynı okulun endüstri meslek lisesine geçtim. Bunun verdiği mutlulukla da, eve iki sene boyunca takdir, teşekkür yağdırdım. Tabi her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi okulun sonu da geldi. “Üniversite sınavı var.” dediler, parası neyse verdim, sınav gününe kadar da yan gelip yattım. Sonuçta sınava girdim. Barajı da geçtim.

Aldığım takdir ve teşekkürler sağ olsun, 2 senelikler kapış kapış beni arıyordu. Ama Köseköy’den vaz geçemeyen ben, dayanamayıp Köseköy Meslek Yüksek Okulu, bilgisayar programcılığı bölümüne girdim. 1,5 yıl boyunca kullanım ömrü bitmiş programlardan başka hiçbir şey öğretmedikleri için okula gitmeyi bıraktım. Kendimi de derslere, çalışma hayatına falan vurmadım.

Boş oturmanın artık eskisi kadar keyif vermediğini fark edince tekrar üniversite sınavına tekrar girdim. Hiç üzülerek söylemiyorum ki, komşunun çocuğunu yine geçtim. Ama fark ettim ki ben bu kadar süre evde yatarken arkadaşım falan kalmamış. Ben de garip bir sosyalleşme sevdasıyla İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümüne yazıldım.

İlk yıl sınav tarihlerini bile doğru veremeyen üniversite yönetiminin olağanüstü katkılarıyla sınıfta kaldım. İkinci ama aslen üçüncü yılın sonunda da “İnsan insanın kurdudur.” lafında adı geçen kutların bu bölümde yetiştiğini anladım. MHP’nin içinde yetişmiş bir yavru kurt olarak kendimi evimde gibi hissedince cam bardaklara çarpan çay kaşıklarının ahengiyle notlarımı yükselte yükselte onur listesine girdim.

Hareketliliğe alışmış olacağım ki “Dewamke.” deyip boş durmadım. 12 web sitesi, 2 program çevirisi yaptım. S.S. 5 Nolu İzmit Şehiriçi Minibüs ve Otobüs Motorlu Taşıyıcılar Kooperatif’inde 2,5 yıl Araç Takip Personeli olarak çalıştım. Her türlü insanla tanışıp, tatile çıkmak dışında her şeyi yaptım.

Yani çalışmayı çok seven bir insan olarak artık tamamen iş hayatındayım. Aerotek Bilişim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de çalışmaya çalışıyorum.

Başka bir şey olursa yine eklerim.

Hayatımın sonu.

 
 

 

 

Kullanabildiğim Programlar

Microsoft Office, Visual Studio, Autodesk 3Ds Max, Blender, Adobe Photoshop, Adobe Dreamweaver, Corel vb.